Dünyanın genelinde ulusal eğitim sistemleri, bir ders veya konunun standart bir şekilde öğretilmesine dayanır. Bu yaklaşım nedeniyle öğrenme şekli farklı olan öğrencilerin bir kısmı akademik kariyerlerinde başarısız olurlar; çünkü artık biliyoruz ki herkesin kafası bire bir aynı şekilde çalışmıyor. Dolayısıyla eğitimde de standart beden herkese olmuyor. Bir de STEM yani fen, teknoloji, mühendislik ve matematik konularının egemenliğini düşündüğümüzde, doğal olarak bu konulara yeteneği olmayan öğrenciler daha da fazla okuldan ve eğitimden soğuyor.

STEAM, sayılara ve formüllere ek olarak hayal gücünü de harekete geçirmeyi hedefleyen bir eğitim modeli. Bu yaklaşımla sadece bilimsel ve analitik yöntemleri kullanmak değil; estetik kaygı, sanatsal bir bakış açısı ve yaratıcı problem çözme becerilerini de devreye sokmak hedefleniyor. Kritik düşünme, yaratıcılık, iş birliği ve iletişim; bugün iş dünyasında olmazsa olmaz diyebileceğimiz yetkinlikler. Ancak okullarda verilen eğitimin bu konular özelinde derinleşmediği de bir gerçek. E değişen iş dünyası da artık kas gücü ve hesap yapabilmenin yerine, zihinsel süreçlerin gelişmesini istiyor. Dolayısıyla bu yaklaşımla eksik kalan taraflar tamamlanmak isteniyor diyebiliriz.

Bu yüzden bence STEAM yaklaşımı çok önemli. Sanayi Devrimi ile gelen süreçte meslekler için öğrenci yetiştirdi ülkeler. Hatırlayın, üniversite tercihi yapacağınız zaman haberlerde, gazetelerde en popüler meslekler başlıklı segmentler yok muydu? Bir işi yapmak için okudu milyonlarca çocuk ama artık iş dünyasında kas gücüne ihtiyaç yok. Artık iş dünyasında öne çıkan ve teknoloji geliştikçe daha da önem kazanacak şey eleştirel düşünme, yaratıcı problem çözebilme. Çünkü zaten yapay zekâ ve robotik teknik işleri önemli bir oranda hallediyor. Bize, yani insana düşen işin insani süreçlere odaklanmak; yani yaratmak, estetik kaygıyla tasarlamak ve sadece problemi çözmek değil, problemi en estetik şekilde çözebilmek.

Diyeceğim o ki STEAM yaklaşımı, aslında çocuklara (hatta yaşam boyu öğrenmek isteyen yetişkinlere) dünyayı anlamayı öğretmek istiyor. Eleştirel düşünme ve yaratıcı problem çözme dedik mesela, özgün fikirler soyut düşünebildiğimizde ortaya çıkıyor. İnovasyon için hali hazırda olanı eleştirerek nasıl aha iyi olabileceğini düşünmek gerekiyor. Bana kalırsa yapay zekâ ve robotik alanındaki gelişmelerle pek çok konuda otomasyona gidildiğinde, teknik işlerdeki yaratıcılık ve eleştirel düşünme daha da önem kazanacak. Çocukları çok boyutlu birer yetişkin olmak için eğitirsek de gelecek çok daha güzel olacak gibi görünüyor.

Kaynaklar

https://artsintegration-com.translate.goog/what-is-steam-education-in-k-12-schools/?_x_tr_sl=en&_x_tr_tl=tr&_x_tr_hl=tr&_x_tr_pto=tc

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2184777