Bültenimizin bu sayısına şöyle bir soruyla giriş yapmak istiyorum: Aynı anda, aynı dikkat ve özenle birden fazla görevi veya işi halledebiliyor muyuz gerçekten? Yoksa hallettiğimizi mi düşünüyoruz?
Bugün multi-tasking, yani çoklu iş yapabilme becerisi dediğimiz kavram, özellikle de iş dünyasında yükselen bir trend halinde. «Güçlü yönlerimiz» listelerinde de hep ilk 5’e giriyor… Ancak sizlerle birkaç veriyi paylaşmak istiyorum;
📌 İnsanların yalnızca %2,5’i etkili bir şekilde multi-tasking yapabiliyor.
📌 Multi-tasking yapan kişiler, görevler arasında geçiş yaparken bilişsel verimliliklerinin %5-%15’ini kaybediyorlar.
📌 Çalışma alanında multi-tasking ayrıca strese ve korkuya yol açıyor. (Kaynak:https://whattobecome.com/blog/multitasking-statistics/#:~:text=Statistics%20on%20Multitasking,leads%20to%20stress%20and%20fear.)
Şimdi tekrar düşünelim, aynı anda birden fazla işi halledebilme yeteneğimiz gerçekten ne kadar etkili ve verimli?
Çoğu zaman aynı anda birden fazla iş üzerinde çalışmanın, daha hızlı ve verimli olduğu düşünülüyor. Ancak, yukarıda belirttiğim veriler de dahil olmak üzere yapılan araştırmalar gösteriyor ki, insan beyni aslında çoklu görev yapmaya pek de uygun değil. Bir işe odaklanma ve derinlemesine düşünme yeteneğimiz, aynı anda birden fazla işle meşgul olduğumuzda azalıyor. Bu durumda, her bir işi aynı dikkat ve özenle yapmak yerine, yüzeysel ve hatalı sonuçlar elde etme riskimiz artıyor. ⛔️
Dolayısıyla da multi-tasking yapma yeteneğimizi doğru değerlendirmek ve gerektiğinde işleri öncelik sırasına göre belirleyerek odaklanmak, daha verimli bir çalışma yöntemi bizler için…
Çünkü işlerimizi hallettiğimizi düşünmek yerine, odaklandığımız işleri tam anlamıylahallederek daha başarılı sonuçlar elde edebiliriz. Her şeye yetişmek mi? Bırakın bazı işler beklesin diyorum ben 😊
Tabii buradan da yeniden yükselmeye başlayan bir kavrama, “multi-slacking”e geçeceğim. 👇
Kitap okurken telefona bakmak, yemek yaparken çamaşırları katlamak, araba kullanırken uzaktan iş toplantısına bağlanmak… Multi-slacking kavramı buna “Hayır!” diyor. Yapacağınız işleri önceliklendirmenizi veya hangisinde iyiyseniz ona odaklanmanızı istiyor. Günün karmaşıklığı arasında halledilmesi gereken tüm işleri konsantre ve sıkıştırılmış bir şekilde yapmaya çalışmamamızı öğütlüyor… Bunu ben de uygulamaya başladım. Zaman bizim için çok önemliyse, onu olabilecek en verimli ama aynı zamanda en keyifli şekilde değerlendirmek gerekmez mi sizce de?
Bugün multi-taskinge bir ara verip multi-slacking yapmaya ne dersiniz? Her şeye yetişmek zorunda değilsiniz. Hele her şeye aynı anda yetişmek zorunda hiç değilsiniz. 😊
Zamanın değerini bilmek ve onu en etkili ve keyifli şekilde kullanmak çok çok önemli. “Her şeye yetişmek” baskısı altında kalmak yerine, işlerimizi konsantre ve kaliteli bir şekilde yaparak daha tatmin edici sonuçlar elde edebiliriz. Belki bazı işlerin bir süre beklemesi gerekebilir, bu da gayet doğal bir durum. Önemli olan, kendimize ve işlerimize sağlıklı bir şekilde odaklanabilmek. 💪🏻