Kreatif Dönüşümün Ayak İzleri: Design Thinking

Teknoloji, veri, yapay zekâ, insan-makine etkileşimi… Her biri, ucu bucağı olmayan, bir çarkın bütününü oluşturan dönüşümün temsilcileri. Ancak dönüşümün bir parçası olmaya çalışırken rekabetçi olmayı da elden bırakmamalı, aksi halde bu dönüşümün ancak geride bıraktığı bir unsur olarak kalırız. Peki dönüşümü yakalamanın en kritik unsurlarından biri nedir sizce?

📌 LinkedIn’in yaptığı bir araştırmaya göre işe alımcıların %92’si yaratıcılığı, çalışanların sahip olması gereken en önemli beceri olarak görüyor.

📌 McKinsey & Company’e göre de şirketlerin yaratıcılık becerisine sahip çalışanları işe alma oranı 2030 yılına kadar hızla artacak.

Bu veriler ışığında şuna değinmek istiyorum: Dönüşümü yakalamanın en temel yolu aslında kreatif, yani yaratıcı olmaktan geçiyor. Kreatif bir dönüşümü sürdürmekse elbette düşüncede tasarım odaklı olmaya, yani design thinkinge bağlı.

Design Thinking’in Altın Kuralları

Design thinking, temelde problem çözme sürecinde kullanıcı odaklı bir yaklaşımı benimsiyor. Bu yaklaşım kapsamında, kullanıcıların ihtiyaçlarını anlamak, empati kurmak, yaratıcı çözümler geliştirmek ve prototipler üzerinden etkileşimli bir şekilde ilerlemek gibi adımlar izleniyor. Sanılanın aksine, yalnızca ürün tasarımı değil, aynı zamanda iş süreçlerini, hizmetleri ve organizasyonel stratejileri dönüştürmek için de kullanılıyor.

Kısaca, insana odaklanan, problemleri anlayan ve onların izini süren bir çözüm süreci vadediyor…

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Design thinking, izlediği adımlarla kreatif dönüşümün izlerini sürüyor. Nasıl mı?

🎯 İlk adım olan “Empati” ile kullanıcıların ihtiyaçlarını anlama ve sorunu derinlemesine kavrama hedefleniyor. Ardından “Tanımlama” adımıyla sorun netleştiriliyor ve odaklanılıyor. “Fikir Geliştirme” aşamasında çeşitli perspektiflerden gelen fikirler üretiliyor ve “Prototipleme” ile de bu fikirler somut hale getiriliyor. Son olarak “Test Etme” adımıyla da prototipler sunuluyor ve geri bildirimler toplanarak iyileştirmeler yapılıyor.

Demem o ki design thinking, aslında yeni olmayan, ama iş süreçlerimize yeni yeni dahil olmaya başlayan, farklı ve yaratıcı düşüncelerin ortak bir çözüm havuzunda buluştuğu bir problem çözme biçimi.

Gelelim sunduğu faydalara…

Yazımın başlarında da belirttiğim gibi kullanıcı odaklı yaklaşıma sahip design thinking, ürün ve hizmetlerin kullanıcı ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermesini sağlıyor. Bunun yanında yaratıcı çözümler geliştirmek için ekip çalışmasını teşvik ediyor ve riskleri azaltarak maliyetleri düşürüyor. Aynı zamanda proaktif doğasıyla, hızlı bir şekilde prototipler oluşturarak ürün veya hizmetin ortaya çıkış sürecini hızlandırıyor. Tüm bu avantajları topladığımızda çıkan sonuç ise şu: Dönüşümün merkezinde, rekabetin tam ortasında güçlü bir yer edinmek. İşte design thinkingin önemi aslında bu kadar büyük. 🚀

Kaynaklar

https://business.linkedin.com/content/dam/me/business/en-us/talent-solutions/resources/pdfs/global_talent_trends_2019_emea.pdfhttps://www.linkedin.com/business/talent/blog/talent-acquisition/soft-skills-are-hard-to-assess-but-these-steps-can-helphttps://www.interaction-design.org/literature/article/5-stages-in-the-design-thinking-process

Son Yazılar

Sorularınız mı var?

İletişime geçin!

İletişime geçin!

Tüm sorularınız için bize ulaşabilirsiniz. En kısa sürede size dönüş yapacağız.

Go to Top