Eğer LinkedIn’de biraz vakit geçiriyorsanız veya farklı kaynaklardan LinkedIn’le ilgili gelişmeleri takip ediyorsanız artık platformda her gün değişen küçük oyunların yer alacağını görmüşsünüzdür. Yer alacağını diyorum ama çoktan geldi oyunlar “Ağım” sekmesine. Etrafımdaki birkaç kişiyle konusu geçti, LinkedIn’in oyunla ne işi olur minvalinde dönüşler aldım. Ben de hazır bu oyunlar pek çok kişinin gündemindeyken LinkedIn’in neden artık oyun da oynayabileceğimiz bir platforma dönüştüğünü ele almak istedim.
Daha önce de TikTok benzeri bir video akışı geleceğini paylaşmıştım. Eğer beni LinkedIn’den takip ediyorsanız, benim de Suit Your Job şirket hesabımızın da bu yenilikleri takipçilerimizle paylaştığımızı görüyorsunuzdur. Video formatıyla birlikte biraz tepki çekti LinkedIn, yenilik test aşamasında olmasına rağmen. Oyunlar da video akış formatı tartışmalarının gölgesinde geldi. Bir hafta içinde duyuruldu ve hem mobil uygulama hem de masaüstü için oyunlar bir anda düştü platforma. Tabi her kullanıcı için aynı anda güncelleme gelmediğini de belirtmeliyim. Neden oyunların eklendiğiyle ilgili çok fazla komplo teorisi duydum ama tek bir gerçek var: etkileşim.
Wordle dünyayı kasıp kavuran bir oyun olarak hala milyonlarca kişinin günlük hayatının bir parçası. 2024’ün ilk çeyreğinde The New York Times’ın web sitesindeki organik ziyaretçilerin %82.69’u siteye Wordle oynamak için girdi. Bu da The New York Times’ın abone sayısının 9.1 milyona yükselmesine, dolayısıyla NYT web sitesinin reklamverenler için çok cazip bir alan olmasına neden oldu.
LinkedIn’in amacı da bu elbette. Gerçi LinkedIn kullanıcı sayısı globalde 1 milyar kişiyi geçti ama LinkedIn, platformda olmayan herkesin gelmesini istiyor. Bu arada minik de bir bilgi vereyim. Belki yıllar önce bulunsun diye açtığınız ve hiçbir şey yapmadığınız bir LinkedIn profiliniz vardır. Bir kontrol edin hala girebiliyor musunuz diye; çünkü LinkedIn dönem dönem aktif olmayan profilleri kapatıyor. Bu da LinkedIn kullanıcısı olan 1 milyardan fazla kişinin gerçekten platformu bir şekilde kullandığını gösteriyor.
Oyunlar ile LinkedIn’in öncelikli amacı uygulamada ve web sitesinde geçirdiğiniz süreyi artırmak. Günde sadece 10 dakika giriyor olabilirsiniz günlük oyununuzu oynamak için. Bu platform için aktif kullanıcı sayısının artması, sitede geçirilen total sürenin artması ve dolayısıyla LinkedIn’de verilen reklamların daha fazla kullanıcının önüne çıkma potansiyelinin artması demek. E bu da doğal olarak daha fazla şirketin LinkedIn’de reklam vermesi ve uzun vadede reklam ücretlerinin de yükselmesi demek. Yani kısacası, ki bu durum reklam gördüğünüz tüm dijital alanlar için geçerli, siz bir platformda ne kadar vakit geçirirseniz o platformun reklamverenler için değeri de platformun reklamlardan elde ettiği gelir de artar. Dolayısıyla Queens, Pinpoint ve Crossclimb oyunlarıyla LinkedIn’in amacı kullanım sürenizi artırmak. Derler ya ücretsiz bir hizmet alıyorsanız orada ürün sizsiniz diye. LinkedIn için de geçerli bu. Ürün sizsiniz demek yanlış olur elbette ama platformun para birimi sizin vaktiniz ve dikkatiniz.
Bu nedenle sosyal medya ağlarında ya da LinkedIn’de olmayan çok kişi var. Ben bu gerçeği bildiğim halde LinkedIn’de olmanın çok önemli olduğunu düşünenlerdenim. Sonuç olarak algoritmayla çalışan tüm platformlar gibi, LinkedIn de sizin ilgi alanlarınıza yönelik kişisel bir haber akışı sunuyor; sizin işinize yarayabilecek paylaşımları ve kişileri önünüze çıkarıyor. Yani sadece dikkatinizi sömürmüyor; karşılığında hayatınızda net bir pozitif etkisi var. Uzun lafın kısası, her ne kadar benim ilgimi çekmese de sadece bir parça bilgi öğrenmek veya zihninizi dinlendirmek için bile olsa oyunlara bir göz atmanızı öneririm. Temmuz ayında yeni yazımla görüşmek üzere!
Kaynaklar
https://www.theverge.com/24152045/linkedin-games-crossclimb-queens-pinpoint
https://pressgazette.co.uk/news/new-york-times-wordle-traffic/
https://www.wired.com/story/linkedin-has-games-now/
https://www.techradar.com/pro/linkedin-is-adding-games-for-some-reason