LinkedIn sürekli değişiyor; eğer yazılarımı takip ediyorsanız yenilikleri ve yapılan değişiklikleri paylaştığımı biliyorsunuzdur. Böyle hızlı ve kimi zaman da köklü değişimler geçiren bir platformda güncel kalmak, en yeni özellikleri kullanarak profilinizin görünürlüğünü artırmak gerek. Ancak biliyorum ki bu her zaman çok kolay değil ve bazen da bunaltıcı olabiliyor. Bu yüzden bu yazımda sizlerle linkedir ne kadar değişirse değişsin -en azından görebildiğimiz gelecekte- raf ömrü geçmeyecek, profilinizi yükseltecek ve LinkedIn’i bunalmadan etkin bir şekilde kullanabileceğiniz birkaç ipucunu paylaşmak, biraz da temele dönmek istedim.
Profil Fotoğrafı Hala Çok Önemli
Yıllardır danışanlarıma ve konuyla ilgili fikrimi soran herkese söylediğim ilk şeydir; sizi tam anlamıyla yansıtan, tercihen profesyonel bir profil fotoğrafınız olsun. Kendinizi profilinize dışarıdan bakan birinin yerine koyun. Düzenli olarak paylaşım yapan, yorumlarda etkileşime geçen biri ama profil fotoğrafı yok. Ya da karanlık, düşük kalitede bir fotoğraf. Buradaki asıl sorun dışarıdan bakan kişinin söylediklerinize bir yüz iliştiremiyor olması. Uygun bir fotoğraf eklenmiş bir profil 21 kat daha fazla görüntülenme ve 9 kat daha fazla bağlantı daveti alıyor. LinkedIn’de en önemli şey güvenirlik. Siz kendinizi ne kadar gerçeğe yakın şekilde ortaya koyarsanız o kadar başarılı oluyorsunuz. Paylaşımınızın yanında görünen profil fotoğrafınız da güvenirliğe destek olarak başarınızı artırıyor.
Kendinizi Göstermek İçin Sesinizi Yükseltin
Sesinizi yükseltin derken her yorumu Caps Lock açık yazın demiyorum elbette. Burada söylemek istediğim şey, konuşun. Paylaşım yapın. Fikirlerinizi, kariyerinizdeki gelişmeleri, ilginç bulduğunuz araştırma ve raporları bağlantılarınızla paylaşın. LinkedIn’de herhangi bir konuda ilk aklınıza gelen kişiler kanaat önderleridir. Onlar hem uzmanı oldukları konularda bağlantı ve takipçilerine değer katacak bilgiler paylaşırlar hem de yeri geldiğinde fazla bilgi sahibi olmadıkları konularda yarattıkları topluluktan destek isterler. Takipçileriniz ve bağlantılarınız sizin topluluğunuz. Bu toplulukta yer alan kişilerin burada kalması, gittikçe kısalan dikkatlerini size vermesi için konuşmalısınız. Siz ne kadar anlamlı ve faydalı konuşmalar yaparsanız, yani gönderi paylaşırsanız, o kadar dikkat çekecek, kendinizi kanaat önderi olarak konumlandırmaya o kadar yaklaşacaksınız. Paylaşım yaparken dikkat edeceğiniz en önemli iki şey ise; gerçekten fayda ve değer yaratacak bir gönderi olması ve periyodik olarak paylaşım yapmanız. Aklınıza estiğinde paylaşım yapmak LinkedIn’de çok etkili değil. Düzenli paylaşım yapmalı, LinkedIn’e biraz zaman ayırıp emek vermelisiniz. Algoritmanın sizi unutmasına izin vermeyin.
Etki Alanınızı Artırmak Etkileşimden Geçiyor
Algoritma sizi unutmasın demişken, LinkedIn algoritmasının en sevdiği profiller düzenli paylaşım yapanlar ve başkalarının paylaşımlarına yorum yaparak tartışmaya dahil olanlar. LinkedIn’in yaptığı yeniliklere ve görünürlüğünü artırarak ödüllendirdiği profillere baktığımızda bir şey açıkça ortaya çıkıyor; kurum olarak LinkedIn’in amacı bu platformu devasa bir bilgi merkezine dönüştürmek. Profesyonellerin aralarında tartışarak yeni fikirler üretmesini, iş birliğini ve bilginin paylaşılmasını teşvik ediyorlar. Bu sizin için şu anlama geliyor; siz ne kadar tartışmaya katılır, fikirlerinizi ve tecrübelerinizi paylaşırsanız o kadar görünür olacaksınız. Aynı zamanda başkalarının gönderilerine yorum yapmak kişiliğinizle ilgili de ipuçları içerir. Erişilebilir, ortak paydada buluşulabilir olduğunuzu ve bilgi konusunda cimri olmadığınızı gösteriyor. LinkedIn’de bireysel profiller için en önemli şey güvenirlikse ikinci en önemli şey de gerçeklik. Gerçek bir insan olduğunuzu gösterebildiğinizde etki alanınızın ne kadar büyüdüğüne inanamayacaksınız.
En başta da söylediğim gibi LinkedIn sürekli değişiyor. Yapılan değişiklikleri büyük çerçevede incelediğimizde laf olsun diye yapılmış, hadi bunu da ekleyelim diyerek rastgele yapılan değişiklikler değil bunlar. Geçtiğimiz yıllarda LinkedIn sadece iş bulmak için kullanılan bir sosyal ağdan geniş çaplı etkiye sahip, sektörleri etkileyebilen ve gündemi en verimli şekilde takip edebileceğiniz bir platforma dönüştü. Ancak bu yazıda üzerinden geçtiğim temel kurallar hala geçerli. Siz LinkedIn’e ne kadar mesai harcarsanız o da sizi o kadar ödüllendirecek. Çok yoğun olsanız da ona biraz vakit ayırmanızı öneririm. Bir sonraki yazımda görüşünceye dek sevgiyle kalın; haftada en az bir gönderi yayınlamayı da unutmayın.