İşinden istifa eden arkadaşlarınızla konuştuğunuzda kaç tanesi çalıştıkları şirketten şikayet ediyor? Buna karşılık kaç tanesinden birlikte çalıştıkları yöneticilerle ilgili şikayetler duydunuz? Kişilerin büyük bir kısmı işten ayırlırken “Bu şirket hiç bana göre değil.” diyor ama çoğu zaman bahsettikleri direkt rapor verdikleri yöneticileri.
Dışarıdan bakıldığında bir tane şirket var; ama farklı basamaklarda çalışan, farklı yöneticilerin altında görev yapan kişilerle konuştuğunuzda birçok farklı şirketin olduğunu hissedebilirsiniz. Kimi çalışan şirketinden çok memnundur; kimisi iş değiştirmek için fırsat kollar. Bunun birincil nedeni yöneticinin yetkinliği.
Kurumsal şirketlerde çalıştım; şimdi de kendi butik ajansımı yönetiyorum. Büyük şirketlerde patronlardan değil yöneticilerden şikayet edildiğini çok duydum; çünkü patronu çoğu çalışan göremiyor bile. Bizimki gibi şirketlerde patron daha ulaşılabilir ve bire bir çalışma imkânı oluyor. Yani KOBİ’lerde patron meselesi daha belirgin.
Tıpkı ev yerine komşu almak gibi şirket değil patron seçmek gerekiyor. İyi bir patron çalışanlarını varlığıyla bile motive edebilir ve en zor işler bile kolaylaşır. Ancak eğer çalışanlar patronun kötü yönettiğini düşünürse her gün istifa edeceğim diye işe gelen çalışanlarla karşılaşmak işten değil.
En Önemli İki Faktör
Çalışanların, patronun iyi bir yönetici olmadığını düşünmesinde, gözlemlerime göre iki çok önemli faktör var: biri mikro yönetim, diğeri de takdir eksikliği.
Öncelikle çalışanların birer yetişkin olduğunu unutan patronlar yok değil. Çalışanların işlerini yaptıkları sürece nasıl organize olduklarını, bir şeyi neden öyle yaptıklarını sorgulayan patronlar; gün içinde ofiste sıklıkla dolaşıp çalışanların ne yaptığını gözlemlemek, bence bir patronun yapabileceği en gereksiz şeylerden biri. Mikro yönetim yapan patron, çalışanlarının her adımda kendisinden onay ve izin almasını ister. Bu da süreçleri uzatır ve verimliliği düşürür. Yaptığı iş üzerinde otonomisi olmayan çalışan da başka bir iş arayışa girer.
Takdir eksikliği ise günümüzün salgını olabilir. Son yıllarda insanların birbirlerini takdir etmekten sakındıklarını gözlemliyorum. Bu, özellikle sizin için çalışan ekip üyeleri söz konusu olduğunda daha belirgin oluyor. En ufak bir sorunda çalışanla bire bir iletişime geçen patron, bir başarı için bunu yapmazsa, geribildirim alamayan çalışanın motivasyonu da doğal olarak düşüyor.
Ek olarak değinmek istediğim bir de esneklik konusu var. Önemli bir bileşen olsalar da terminlerdeki esneklikten bahsetmiyorum. Hayat çok karmaşık, her an her şey olabilir ve insanlar hata yapar. Böyle durumlarda esneklik gösterilmediğinde, iyi niyetle destek olunmadığında çalışanlar bir makinenin parçası gibi hissediyor kendini. Adil olmak çoğu zaman katı kurallara tutunmakla aynı anlama geliyor birçok patron için. Halbuki çalışanların kendi hayatları olan birer birey olduklarını kabul ettiğimizde empati göstermek de daha kolay olacaktır.
Çalışanlar şirketi değil patronu bırakır. Çokuluslu bir şirkette de sizin için freelance çalışan biri için de bu böyledir. Her ne kadar şirketlerden, yani tüzel kişilerden bahsetsek de birbirinden bağımsız pek çok insanın bir araya geldiği bir yapıdan söz ediyoruz. İnsanlar arasındaki ilişkiler ne kadar iyi niyetli, empatik ve güvene dayalı olursa; çalışan devri de o kadar azalacak ve uzun vadede şirketlerin başarısı da artacaktır. Tabii bütün bunları freelance iş yaptıran profesyoneller için de rahatlıkla söyleyebiliriz 😊