Z Jenerasyonu LinkedIn’e Akın Ediyor, Peki Bu Platformu Nasıl Kullanıyorlar?

Özellikle Milenyum kuşağının LinkedIn’de oldukça aktif olduğunu biliyoruz; kullanıcıların yaklaşık %60’ı bu kuşaktan. Ama Z kuşağı iş dünyasına girdikleri hızla LinkedIn’e akın ediyor. Elbette bunun birkaç sebebi var; Elon Musk bunlardan biri olabilir mi?

Musk X’i satın aldıktan sonra platformdaki fikir özgürlüğüne yeni bir boyut kazandıracağını söylemişti. Z jenerasyonu bu yeni boyutu pek sevmemiş olsa gerek, platformda yapılan değişiklikler sonucu artan sayılarda LinkedIn’e göçmeye başladılar. Artık okullarından mezun olan, ilk işlerine başlayan bu kuşak LinkedIn ekosistemine de adapte olmuyor; onu kendi istediği gibi yeniden şekillendirmeye çalışıyor.

Tabi ki LinkedIn özel bir şirket olarak büyümekte olan kullanıcı tabanının talep ettiği değişikliklere gözünü kulağını kapatmayacak; yeni yılda bu kullanıcı grubu için özel çözümler geliştirileceğini düşünüyorum. Şimdiden yapay zekâ destekli iş arama uygulamaları ve freelance çalışanların platformdaki deneyimini iyileştirecek yeniliklerle değişim başladı bile. Fakat uyumlanma süreci sadece yapay zekâyla sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Bu kuşağın LinkedIn’i nasıl değiştireceğini anlayabilmek için onu şu anda nasıl kullandıklarına bakmak gerek.

İlk ele alacağımız konu en önemli olanı: videolar! Snapchat, Vine ve sonrasında TikTok ile büyüyen bu neslin dikkat eşiği oldukça düşük; ortalama 8 saniye. Yani bu 8 saniyede mesajınızı verdiniz verdiniz, yoksa çoktan sürükleyip geçtiler bile. Bu kuşağın kitap okuma alışkanlıkları da farklı; dünyada 50 milyondan fazla kullanıcısı olan en büyük sesli kitap platformunun verilerine göre kullanıcılarının %57’sinden fazlası 45 yaşın altında. Z kuşağı edebi eser tüketiyor ama bunu dinleyerek yapıyor. LinkedIn’den de bu tercihlerine uyum sağlamasını bekliyor. Didaktik içeriklerden ve paragraflarca yazılardan hoşlanmıyorlar. Az yazı çok video. Okumak değil izlemek ve dinlemek. Bir bakıma içeriği tüketmeye açıklar ama entelektüel yükü omuzlamak istemiyorlar. Bu da LinkedIn için hazırlayacağınız içeriklerin çok kolay ve hızlı bir şekilde tüketilebilecek şekilde tasarlanmasına dikkat etmenizi gerektiriyor.

Bir diğer konu networking meselesi. Z kuşağı diğer kuşaklara göre daha fazla bağlantı kuruyorlar. Bizim için önemli olan bu bağlantıları nasıl kurdukları. Sosyal medya ağlarının karşılıklılık ilkesinden sıkılmışlar. Bağlantı kurmayı bir topluluk yaratmaya benzetiyorlar. Kendilerine benzer arka planlardan gelen, benzer değerlere sahip akranlarıyla bağlantı kuruyorlar. Profesyonel olarak kendilerine yakın konumlardaki kişilerle ortak ilgi alanları üzerinden bir araya geliyorlar. Networking onlar için karşılıklı çıkar ilişkisi kurmak değil; karşılıklı faydaya dayalı insan ilişkileri geliştirmek. Aslında perspektifleri dünyaya bakış açılarından çok da farklı değil. Onlar için dünyanın neresinde oldukları önemli değil; gezegenin diğer ucundan kendileri gibi düşünen kişilerle bağlantı kurup birlikte çalışabiliyorlar. Yani onlar için kim olduğunuz değil ne yaptığınız önemli.

Z kuşağıyla özellikle şirket bağlılığı ve iş etiği gibi konularda büyük görüş ayrılıklarımız var. Hayatın neredeyse her alanında çok farklı bir düşünce yapısına sahipler; dünyaya çok farklı bir pencereden bakıyorlar. Bu da hayatın her alanında pratiklerin değişmesine, öğrendiklerimizi tekrar gözden geçirmemize ve bazı şeyleri unutmamızı gerektiriyor. Ben Z kuşağına çok şüpheci bakanlardan değilim; bence dünyayı değiştirecekler. Ama sanki biraz daha esnek olmaları, kendilerinden önceki kuşaklarla orta noktada buluşmaları gerekiyor.

Son Yazılar

Sorularınız mı var?

İletişime geçin!

İletişime geçin!

Tüm sorularınız için bize ulaşabilirsiniz. En kısa sürede size dönüş yapacağız.

Go to Top