Z jenerasyonu iş dünyasında, aynı zamanda da LinkedIn’de sahneye çıkmış durumda. Onlar teknolojiyle doğdular; sosyal ağlar onların adeta bir uzantısı haline geldi. Sosyal medyada kendilerine özgü tarzları, iş dünyasında yeni fikirleri ve hayata bambaşka bir bakış açıları var. Doğal olarak girdikleri her alanda değişim de kaçınılmaz oluyor. Peki LinkedIn özelinde nasıl bir değişimden bahsediyoruz?
LinkedIn, profesyonel bağlantılar kurduğumuz ve network etkinlik alanımızı geliştirdiğimiz, iş aramanın çok ötesine geçen bir platform biliyorsunuz. Zaten bu yazıyı okuyorsanız LinkedIn’de vakit geçiriyorsunuz ve az çok kullanım amaçlarına hakimsiniz demektir. Ancak, Z kuşağı LinkedIn’in kullanım amacını da kendilerine özgü olarak yeniden düzenliyor.
Z kuşağı, kendinden önceki kuşaklara göre en fazla bağlantı kuran nesil. Fakat bağlantı kurdukları kişiler genellikle akranları; yani ileride çalışmak istedikleri şirketlerin yöneticilerine ek olarak, meslektaşlarıyla bağlantı kuruyorlar. Çünkü onlar için bağlantı kurmak karşılıklı fayda sağlamanın ötesinde, anlamlı ve samimi ilişkiler kurmak; iş birliklerine yol açacak organik bir topluluğa dahil olmak. Bunun için de diğer kuşaklara nazaran daha samimi içerikler paylaşıyor; başarıları kadar başarısızlıklarını, değerlerini ve tecrübelerini çok açık bir şekilde paylaşmaktan çekinmiyorlar.
Bizlerin kariyerlerimizin belirli bir noktasına geldikten sonra yaptığımız kişisel marka oluşturma işini, Z jenerasyonunun %72’si iş hayatına girmeden önce kişisel markasını kurmuş oluyor. %80’i LinkedIn’i güvenilir bir marka olarak görüyor ve yine %80’i kurumları ve şirketleri takip ediyor. %75’i kurum ve kuruluşların paylaşımlarının faydalı olduğunu düşünüyor ve özellikle çalıştıkları sektörle ilgili paylaşımları yakından takip ediyorlar.
Yani Z kuşağı LinkedIn’de hem algıları yıkıyor hem de yeni oyun kurucu görevini üstleniyor. Çünkü, networking olayına ve içerik üretimine yepyeni bir çehre kazandırıyorlar. Çünkü, B2B’nin zirvesindeki LinkedIn’de, günden güne artan Z kuşağına ulaşmak için pazarlamacılar onların dilinden konuşmak zorunda. Bu da yavaş yavaş bütün ekosistemin algısını değiştirecek ve bugünkünden farklı bir LinkedIn deneyimi yaşayacağız önümüzdeki yıllarda. Z kuşağı olmayan LinkedIn kullanıcılarına düşen de bu dönüşüme uyum sağlamak olacak.