Zamanın Kontrolü Sizde: Chrono Working

Aslında “kendi vücut ritmine göre çalışma” diye çevirebiliriz chrono working kavramını. Chronoworking de esnek çalışma kapsamına giriyor ama bildiğimiz esnek çalışmadan baya farklı. Çok yaygın bir kavram değil; ülkemizde pek fazla bilinmiyor sanıyorum. Gerçi bizim kültürel kodlarımıza ve çalışma şekillerimize de ne kadar uygun ondan da pek emin değilim. Fakat yine de ben önemli bir kavram olduğunu düşünüyorum. Şu anda uygulamasak bile bence önümüzdeki yıllarda çalışma modellerindeki dinamiklerin değişiminde etkisi olacak.

Sirkadiyen ritmimizi, yani daha açık bir şekilde bir nevi biyolojik saatimizi biliyoruz artık. Buna göre uykumuzu ve beslenmemizi düzenlediğimizde sirkadiyen ritmin muntazam çalışması, dolayısıyla da pek çok sağlık sorununu önleyebilmek mümkün oluyor. Dünyanın uyuduğu saatlerde uyuyor, doğa uyanırken biz de uyanıyoruz. İşte chrono working de buna benzer bir süreç, buradan ilham almış diyebiliriz.

Şöyle ki bazı insanlar gecenin geç saatlerinde, bütün dünya uyurken çok daha verimli çalışır. Sabah insanları da mesela gün doğarken uyanırlar; günün ilk ışıkları en etkili çalıştıkları zaman dilimidir. Chrono working bu ritme odaklanıyor. Çalışanlara en verimli oldukları saatlerde çalışma özgürlüğü veriyor. Ekibin bir üyesi gece 03.00’te işlerini tamamlarken, biri de belki 9-6 çalışıyor gibi düşünün.

Sanırım neden bizim ülkemize ve bizim kültürümüze çok da uygun olmayabileceğini düşündüğümü anlamışsınızdır. Türkiye’de bu esnekliği sağlayabilmek için öncelikle tamamen uzaktan çalışmaya olanak verecek bir teknoloji altyapı kurması gerekiyor şirketin. Çoğu şirkette bu altyapı var; ancak sadece işlerin yolunda gittiği zamanları değil; örneğin teknik bir sıkıntı yaşandığında çalışanın sabahın beş buçuğunda kime nasıl ulaşabileceğini biliyor olması gerekiyor.

Çalıştığınız endüstrinin uygun olması gerektiğini söylemiyorum bile. Çoğunlukla üretim endüstrisinden oluşan Türk iş dünyasında beyaz yakalı olsanız dahi işiniz gereği, birlikte çalıştığınız paydaşlarınız veya müşterileriniz gereği 9-6 düzenine uymak zorundasınız. Sadece o da değil, hele çocuğunuz varsa ve okula gidiyorlarsa onların okul saatleri de belirleyici olacak. Bu bağlamda tam olarak chrono working felsefesine uyamasanız da giriş çıkış saatlerini çocukların okuluna göre ayarlayabilmek mümkün olabilir.

Yani chrono working aslında bakarsanız herkesin en verimli saatlerini çalışarak değerlendirmesine olanak sağlıyor. Geleneksel çalışma saatleri çerçevesinde potansiyelini gerçekleştiremeyen çalışanların da tam potansiyeline ulaşması için de bir imkân sağlıyor. Ancak yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı her kültüre ve her topluma, en azından şu anki durumda uyacağını düşünmüyorum. Hali hazırda freelance çalışan, yaratıcı işler yapan kişiler buna yakın bir düzende çalışıyorlar ancak hepimizin bu şekilde çalışması için sanıyorum biraz daha zaman ve toplumsal dönüşüm gerekli. Sirkadiyen ritminizi bozmamaya, kendinize iyi davranmaya özen gösterin. Görüşmek üzere.

Kaynaklar

https://www.avansas.com/blog/esnek-calisma-nedir-esnek-calisma-modelleri

https://www.erdemhastahanesi.com.tr/tr/sirkadiyen-ritim-ve-beslenme

https://www.forbes.com/sites/davidmorel/2024/02/22/is-chronoworking-set-to-be-the-latest-workforce-trend/?sh=6917852e5515

Son Yazılar

Sorularınız mı var?

İletişime geçin!

İletişime geçin!

Tüm sorularınız için bize ulaşabilirsiniz. En kısa sürede size dönüş yapacağız.

Go to Top