LinkedIn’de dolaşıyorsanız kimi şirketlerin “Bülten” adıyla gerek kendi ürün ve hizmetlerini tanıttıklarını gerekse içinde faaliyet gösterdikleri alanla ilgili bilgileri içeren makaleler yayınladıklarını görmüşsünüzdür. Hatta takibe alıp düzenli olarak okuduğunuz bültenler bile olabilir. Bu yazıda özellikle son dönemde oldukça popüler hale gelen bültenler konusunu ele alıyoruz.
Önce Bültenleri Tanıyalım
LinkedIn’de bültenler, genellikle belirli bir konu veya tema çerçevesinde periyodik şekilde yayınlanan bir dizi makaledir. Şirketler LinkedIn’in bu özelliğini sürdürülebilirlik çalışmalarını, şirket hakkındaki gelişmeleri, itibar çalışmalarını ve endüstrilerini ilgilendiren konuları paylaşmak için kullanıyorlar. Şirketiniz için bir bülten yayınladığınızda şirket sayfanızdan ayrı bir bülten sayfası otomatik bir şekilde oluşturuluyor ve bülteninizin tüm sayıları burada görünür durumda oluyor. Yani aynı zamanda arşivleme de yapmış oluyorsunuz.
Neden Yayınlayalım?
Tıpkı bireysel hesaplardan yayınlanan makaleler gibi şirketlerin yayınlayacağı bültenler de itibar konusunda yapılan çalışmaları destekler. Şirketinizin de alanında öncü ve fikir lideri olması elbette büyük bir avantaj. Bunu sağlamak da şirket sayfanızdan düzenli olarak yapacağınız yayınlarla birlikte, şirket sayfanızı takip eden LinkedIn kullanıcılarına değer katacak bültenlerle mümkün. Aynı zamanda bültende bahsettiğiniz konular, ürünler ve hizmetler noktasında web sitenize linkleme yapabiliyorsunuz. Yani internet sitenizin trafiğini de artırabilirsiniz.
Ek olarak şirket sayfanızda bülten yayınladığınızda spesifik bir takipçi kitlesine özel içeriklerle ulaşma şansınız oluyor. Böylece paydaşlarınız, çalışanlarınız ve potansiyel iş ortaklarınız gibi grupların hem şirketinizi daha yakından tanımasına hem de düzenli içeriklerle şirketinizi hatırlayarak marka bilinirliğinizin artmasına da destek olacak. Farklı platformlarda da paylaşılabilir yapılarıyla bültenler, bütünleşik pazarlama faaliyetlerinize yardımcı olma konusunda da faydalı.
Peki Bülten Yayınlarken Nelere Dikkat Edelim?
Önce bültenimizin adını seçeceğiz. Hedef kitleniz için anlamlı, akılda kalacak ve temayı açıklayan bir isim seçmeniz önemli. Bu aşamada şirket logonuza da atıfta bulunacak bir logo tasarlamanızı da öneriyorum. Tıpkı şirketinizin markalaması gibi bülteninizin de bilinirliğini artırmak için biraz çaba gerekecek yani.
Her bülten için konuya özgü bir kapak görseli hazırlamalısınız. Görsel ilk bakışta anlaşılır ve konuyu anlatacak şekilde tasarlanmalı. Aynı zamanda her bültenin kendine özgü başlığı da bir o kadar ilgi çekmeli ve konuyu açıkça ortaya koymalı. Buna ek olarak bülten metninizin SEO yani Arama Motoru Optimizasyonu noktasında da bir uzman tarafından gözden geçirilmeli. Bu sayede konuyla ilgili aramalarda bülteninizin karşılarına çıkması olasılığı da artacak.
Her bülteni yayınlarken birkaç cümle yorum yaparak ya da bülten konusuyla ilgili takipçilerinize sorular sorarak paylaşmanızı öneriyorum ki etkileşim artsın. Bir diğer, hatta belki de en kritik nokta ise belirlediğiniz bülten sıklığına titizlikle uymanız. Toplum gözünde attığınız her adım kurumsal imajınız ve itibarınız konusunda ipuçları verecek. Bültenler konusunda tutarsız olmak, şirketinizin de tutarsız olduğu gibi bir izlenim yaratabilir. Aman dikkat.
Sonuçta LinkedIn bültenleri şirketlerin sadece LinkedIn yönetiminde değil genel olarak pazarlama ve tanıtım çalışmalarında da önemli bir araç olacak. Bu aracı en iyi ve en verimli şekilde kullanmak da sizin elinizde.
