Girişimciliğin giderek daha fazla değer kazandığı günümüz iş dünyasında sıklıkla duyduğumuz bir terim bulunuyor: Start-Up. Türkçede kelime anlamı olarak “başlangıç” anlamına gelen start-up, girişimciliğin ayrılmaz bir parçasıdır ve kısa süre içinde popülerleşerek hızlı hizmet verme durumu olarak tanımlanabilir.
Yaratıcılıkla paralel çizgide ilerler ve risk almayı gerektirir. Bir girişimci veya girişimcilerin start-up kültürünü sürdürülebilir kılabilmeleri için bazı temel gereklilikler bulunur. Start-up’ların büyüdükçe sürdürülebilir nitelikte olmaları işin devamlılığı açısından çok önemlidir. Peki start-upkültürünü nasıl sürdürülebilir kılarız?
‘’Başlangıç’’ Fikriniz İçin Bir ‘’Başlangıç Planı’’ Oluşturmak
Start-up fikrinizi gerçeğe dönüştürmek, devamında ise bu oluşumu sürdürülebilir kılmak için ihtiyacınız olan en temel şey, iyi tasarlanmış bir başlangıç planıdır. Bu bağlamda pazar araştırmasını dikkatli bir şekilde yapmak ve rakibinizi analiz etmek çok önemlidir. Diğer yandan sektörünüze en uygun iş modelini oluşturmak ve strateji belirlemek de başlangıç planı oluşturmanın ayrılmaz birer parçasıdır. Sürdürülebilir bir start-up kültürü için de bu maddelerin dışınaçıkmayacak şekilde iş yönetimi yapmanız gerekir.
Yaratıcılık ile Orijinal Bakış Açısını Harmanlamak
Start-up kültürünü sürdürülebilir kılmak için yaratıcılığınız ile orijinal bakış açınızı harmanlayarak ilerlemeniz gerekir. Ekibinizdeki her bir birey, durum ve olgulara yönelik farklı bakış açıları sunarak görüşleri zenginleştirir. Bu nedenle girişiminizin değerlerine değer katacak başarılı bir ekibe de ihtiyacınız var. Unutmayın, kendi içinde prensipleri olan ve adını duyurmuş birçok kurum ve kuruluş, ortaya çıkan başarıları kendi başarısı olarak gören, orijinal fikirlere sahip ve yaratıcı bir ekibin ortak eseridir.
Engellerle Mücadele Etmek
Mükemmelliyetçilik çizgisinden ayrılmak da start-up kültürünün sürdürülebilirliğini sağlayabilir. İş sürecinde hata yapmak ve bu hata ve engellerin bilincinde olarak süreçte iyileştirmelerde bulunmak, işinizle ilgili sorumluluk almayı gerektirir. Bu sorumluluk ise yalnızca bireysel değil, tüm ekip tarafından alınmalıdır. Riskler, hatalar ve engeller her zaman olacaktır; asıl önemli olan tüm bu olumsuzluklarla mücadele etme yeteneğidir.
Bilgi, Paylaştıkça Çoğalır
Sürdürülebilir bir start-up kültürünün yolu aynı zamanda bilginin paylaşılmasından da geçer. Edinilen bilgiler biriktirilmemeli, ekip içerisinde paylaşılmalıdır. Fikir alışverişlerinin olduğu, beyin fırtınalarının yapıldığı bir ekip işinin başarısız olma ihtimali çok azdır.
Bir madde daha eklemem gerekirse bu da belirli bir seviyeye gelen start-up’ların kendilerine yeni bir vizyon ve network kazandırarak bir adım ileriye taşınacakları yatırımları tercih etmeleri olacaktır. Tüm bu adımları yeteri kadar azimle harmanlayan start-up’lar, sürdürülebilir bir büyümeye de hazır demektir.
